Cumhuriyet ile Beraber Gelen Kemalist Devrimi Üzerine
Osmanlı Devleti’nin kendinden önceki devletlerden tevarüs ederek ve de ekleyerek devam ettirdiği hukuk anlayışının 19.yy. da ciddi dönüşümler ve değişimler yaşadığını bir önceki ‘’Tanzimat Dönemiyle Başlayan Kanunlaştırma Hareketi
ve Hukukta Resepsiyon’’ adlı makalede bahse konu etmiştik. Bu makalenin konusu olan Cumhuriyet dönemi hukuk reformu, Osmanlının son dönem resepsiyonlarından bağımsız okunamaz ve anlaşılamaz. Zira bu dönüşümler bir silsile halinde
ilerlemektedir. Tarihsel serüven içerisinde mevcut içtimai, siyasi ve iktisadi anlayışlar söz konusu reformlar üzerinde kuvvetli tesirler oluşturmuştur. Tanzimat, birkaç yüzyıl gibi uzunca bir zaman süren Osmanlı çöküşünü durdurmak
ve de özellikle Avrupa karşısında çeşitli yönlerden geride kalmayı yavaşlatmak kaygısıyla girişilen hareketlerin en yüksek hıza ulaştığı dönemdir. Cumhuriyet dönemi ise Avrupa karşısında çeşitli yönlerden geri kalmanın sebebinin
kesin olarak Avrupai anlayıştan mugayir olmak olarak tespit edildiği ve bu geri kalmanın çözümünün Batılı olmak ile çözülebileceği telakkisinin yerleştiği evredir. Bu telakki ile birçok alanda yapılan devrimlerden hukukta nasibini
almıştır. Hatta hukuk bu devrimlerin meşruluğunda araçsal olarak kullanılmış ve daha da önemlisi bu dönüşümlerin dinamosu olmuştur.
Tanzimat’la başlayan hukuk reformları hemen hemen tüm alanlarda gerçekleşmiştir. Bu reformlar kimi alanlarda tümden iktibas edilecek kadar ileri gitse de Cumhuriyet dönemini farklı kılan nedir? Cumhuriyet hukuk reformlarını Tanzimat
reformlarından ayıran başat unsur nedir ? Her iki dönemde de Batı etkisi görülse de Cumhuriyet ile cüret edilen fakat Tanzimat’ta göremediğimiz değişikliklerin ne olduğu bu makale de ortaya konmaya çalışılacaktır. Ayrıca Cumhuriyet
dönemi hukuk reformlarını/iktibaslarını gerçekleştirme motivasyonunun sebeplerini ve gerekçelerini dönemin siyasilerinin, sosyologlarının ve iktisatçılarının fikri alıntılarından yola çıkarak değerlendireceğiz. Cumhuriyet dönemi
hukuk reformları sosyal alanda çok ciddi değişikliklere sebep olsa da maatteessüf bu alanı kritiğe tabi tutan ve sosyal psikolojik incelemelere konu edinen düşünürlerimiz ve yazarlarımız pek azdır. Biz o dönemin mimarlarının ve seyircilerinin
görüşlerini bu makale de serdedeceğiz.